11 Nisan 2023 Salı

KARANLIKTAN KAÇIŞ

    Kendi karanlığına bir yoldaş arıyordu. Oysa kadın bütün karanlıklardan kaçıp gelmişti buralara. Bir karanlığa daha katlanamazdı. Işığı görmüştü bir kere, tanımıştı onu. Anne karnından çıktığı anda ışığa vurulmuştu. Doldurmuştu içini aydınlık. Biliyordu artık ve bu şekilde nasıl yaşayabilirdi kapkaranlık bir mağarada? Umutsuzluk değil miydi o karanlık? Mutsuzluk ve yalnızlık.

    Her zaman umutlarını söndüren, içindeki o ışığı karartan bir erkek ve yine her zaman o ışığın fitilini yeniden tutuşturan bir erkek olacaktı. Bunu bilecek kadar çok şey yaşamıştı. Fakat yine de korkuyordu. Her yeni başlangıçta korkuyordu. Ve ışığı her söndüğünde. O ışığın yok olup gittiğini sanıyordu, inancını kaybediyordu. Ki inanç her şeydir bir insan için. Birçok şey inandığımız için vardır. İyilik, güzellik, umut, mutluluk... bizim inancımızın var ettiği kesif yanılgılardır. Kendi yarattığımız bir düştür. Ne var ki bu düş bazen öyle uzun sürer ki onun bir düş olduğunu unutup gerçekliğin kendisi sanırız. Uyandığımızda ya da uyandırıldığımızda bunca bocalamamız bu yüzden. Ve her başlangıç o düşü yeniden görme arzusu. Bizi tekrar tekrar ayağa kaldıran, her seferinde devam edebileceğimiz gücü veren o düşün varlığına duyduğumuz inanç. Bir kere gördüysem bir daha görebilirim. Küçücük omuzlarıma yüklenmiş ağır bir yük gibi taşıyorum bu inancı. Ve gittikçe ağırlaşıyor mu ne? Ya onu kimselerin olmadığı izbe bir köşede bırakacağım ya da kalabalıklara karışıp benimle aynı düşü gören bir yol arkadaşı bulacağım. 

    Kalabalığa her karıştığımda çıkmaz sokaklara giriyorum. Yeterince hızlanırsam duvarları yıkabileceğimi sanıyorum. Sonunda öyle sert çarpıyorum ki her yerim kırılıyor. bütün kemiklerim tek tek batıyor etime. Her bir zerremde hissediyorum acısını. Geri dönmeyi hiç düşünmüyorum nedense. Kendimi duvarlara vura vura parçalamak daha kolay geliyor. Hayatımda birçok şey değişiyor bir bu değişmiyor. Yazgım. Öyle olduğunu düşünmek korkaklığımı ve zayıflığımı gizliyor. 

Hiç yorum yok:

PİRİNÇ

      İçeri girdiğimde soba yanıyordu usul usul. Loş odanın ölgün aydınlığında, fırlayarak, her tarafı yakıp kül etmek için çıldıran azgın, ...