16 Aralık 2013 Pazartesi

Çünkü herkes gider.

          Daha yolun başındasın. Çok başında... Buradan dönmek kolaydır, en azından uzun süre yol aldıktan sonra dönmekten. Dön kendine, dön geri. Yolundan sapma, yol ayrımlarına geldiğine sapaklar seni aldatmasın. Sapma sakın. Girdiğin yolların tehlikesi çok, sonu yok. Olsa bile uçurumdan başka bir şey olmadığını bil sonunda. Kanatların yok ki, uçamazsın sen. Sona geldiğinde, yolun sonunu gördüğünde artık geri de dönemezsin, atlamaktan başka çaren kalmaz. Bir kere döndün ikincisinde dönüş şansın yok. Çakılmalısın artık yerin en dibine. Çakılmak ki böylesi görülmemiş alemde. Aldanma! Aldanmak öldürür. Bir kerede değil hem de, acı çektire çektire, kanata kanata öldürür.
          Yol arkadaşların bir hayalden ibaret, bir rüyadan... Hayaller, ayağına bir diken batar batmaz kaybolur. Veyahut olur da ayağın bir şeye takılır, gerçekliği hissedersin; işte o an uyanmış olursun o tatlı rüyadan. Rüya bittiğinde yolu yarılamış olduğunu farkedersin acıyla. Buraya gelene kadar sağın solun hep gül bahçesiyken, yolllarına gül yapraları döküldüğünü sanıyorken aslında bunların hepsinin senin uydurmaların olduğunu görürsün. Kan revan içindesindir de inanamazsın buna. Heyhat..! Ağlamak da yalvarmak da bağırıp çağırmak da dövünmek de fayda etmez artık.. Yapabileceğin en iyi şey yürümeye devam etmek. Uçurumuna yürümek... Hatta koşmak ona. Kavuçmak için can atarak koşmak ve bir an dahi olsun düşünmeden kucağına atlamak...

3 Aralık 2013 Salı

Yalnızlığıma zalimce bir hayranlık duyuyorum!

      Kendilerine iyice alıştırdıktan sonra giden insanların bıraktığı boşluk duygusal sarsıntılar oluşturabiliyor insanda. Alışkanlıktan dolayı mı yoksa gerçekten sevdiğimiz insanın gidişi mi  sebep oluyor buna? Yani sevmeyip de bir süre aynı ortamı paylaştığımız bir insan gittiğinde de bu tarz bir sarsıntı yaşar mıyız? Bilmiyorum. Denemek lazım.
      Her gidişinde içimde bir burukluk oluyor. Yanımdayken hiç bilmiyorum kıymetini. Bazen yalnızlığımı özlediğimi ve gitmesini istediğimi bile söyleyebilirim. Ama yine de gideceği belli olduğu anda ona söylediğim her kırıcı söz için, saçma sapan şeyler için onu üzdüğüm her an için binlerce kez pişman oluyorum. Kardeşimin "oh senden kurtuluyoruz" demesi çoğu zaman umrumda olmasa bile bazen kafama takılıyor. Gerçekten geçinmesi bu kadar zor biri miyim?
      Sanki hep görünmeyen bir mesafe var gibi.. Bu mesafeyi koyan taraf da muhtemelen benim. Bana "mükemmeliyetçisin" diyen kişi haklı olabilir, öyleyim belki. O önemli değil de bu saatten sonra değişebilir miyim bilmiyorum. Tanrım!!! Hiçbir şey bilmiyorum ben galiba...

PİRİNÇ

      İçeri girdiğimde soba yanıyordu usul usul. Loş odanın ölgün aydınlığında, fırlayarak, her tarafı yakıp kül etmek için çıldıran azgın, ...