30 Haziran 2015 Salı

Bazı müzikler iyi ki varlar.

          Bazı müzikler iyi ki varlar. Öyle naif, öyle yumuşak, öyle kibar, öyle tatlı ve hoş... İnsanın ruhuna dokunan müzikler. Bu kirli dünyada temiz kalabilmenin de mümkün olduğunu hatırlatan, ruhuna nefes aldıran, onu hafifleten müzikler... Bir yerde otururken, birileriyle konuşurken, belki bir iş yaparken bi anda her şeyden uzaklaşıp sadece onu dinlemeyi istemeni sağlayan müzikler. Seni; ruhunu daraltan kargaşalardan, kavgalardan, boğucu gürültülerden, insan(cık)lardan kurtulmak istediğin anda kulaklığını takıp bambaşka dünyalara götüren sımsıcak müzikler.
          Bazı müzikler iyi ki varlar. Dinler dinlemez ruhunda tanıdık hissettiğin müzikler. Hiç yabancılamadığın, aşık olunası müzikler. Dinlerken bütün ağırlığından sıyrılıp gökyüzünde süzülüyormuşçasına hissettiren; her şeyin mümkün olduğunu, mümkünü olmayan şeylerin de o kadar önemli olmadığını ve sadece anların var olduğunu duyumsatan müzikler.. Dinlerken deliler gibi yazma ihtiyacı doğuran ve fakat yazmaya başladığın anda aslında kelimelerin duyguları anlatmada ne kadar yetersiz kaldığının, kendisinin de anlatılamayacak derecede güzel olduğunun farkına vardıran müzikler.
          Bazı müzikler iyi ki varlar.

16 Haziran 2015 Salı

Özeleştiri

          Her itiraf zordur ve her itirafın bir bedeli vardır. İnsan kendine yaptığı bir itirafın da altında kalabilir. Ve bir kere itiraf ettiysen bunun sonuçlarına da katlanman gerekir. İtiraf eden sen, itiraf ettiğin de sen... Nasıl bir bedel ödeyeceğini  de belirleyecek olan sensin öyleyse. Bunca zamandır kendinden kaçmanın bedeli. Ya kaybedeceksin ya kaybedeceksin. Kazanma umudun yok mu hiç? Belki.
          İnsanın içten içe bildiği bir şeyi kendine itiraf etmesi ne kadar zorsa kendine öfke duyması da o kadar zor ve çaresizce belki. İnsanlara olan öfkemin kendime duyduğum öfkenin bir yansıması olabileceğini düşündüm yürürken. Evet, belki de ben kendime öfkeliyim. Duygularıma, düşüncelerime, hayatıma, aldığım kararlara... Ve bir insan düşününü ki bu kadar öfkeli olsun, öfkesini çıkaramasın kendisinden. Kendimi ve hayatı 'olduğu gibi' kabul edemiyorum ve bu beni hem acıtıyor hem sinirlendiriyor.

PİRİNÇ

      İçeri girdiğimde soba yanıyordu usul usul. Loş odanın ölgün aydınlığında, fırlayarak, her tarafı yakıp kül etmek için çıldıran azgın, ...