7 Ekim 2011 Cuma

Gırşeer Günlüğü

          İlk dövmemi yaptırdıktan sonra bi alışkanlık olacağını ve sürekli dövme yaptırmak isteyeceğimi söylemişlerdi. Bunu söyleyenler sanırım haklı çıktı. Bugün günlerden cuma, ayın 7'si ve ben ilk dövmeme ilaveten iki dövme daha yaptırmış bulunmaktayım. :)
          Doğrusunu söylemek gerekirse ani verilen ve hemen uygulamaya geçen bir karar oldu.  Bunun nedeni sanırım çok sıkılmış olmam. Kırşehir dayanılmaz bir hâl aldı son günlerde ve ben sıkıntımı biraz olsun dindirmek adına saçlarımı kesitirdim, balık aldım, dergi alıp okudum, her gün film izledim ve son olarak kendimi Ankara'ya atıp dövme yaptırdım. Bir şehirde boğuluyorsan ve sana iyi geleceğini, onunlayken o şehre katlanabileceğini düşündüğün arkadaşın, dostun, kardeşin sana yüz çeviriyor, seni görmezden geliyorsa işte o zaman o şehir gerçekten çekilmez oluyor. Şehirle birlikte okul ve ev de.. Nefes alamıyorsun, hareket edemiyorsun, gülemiyorsun, ağlayamıyorsun ve en kötüsü konuşamıyorsun. Ne o canım dediğin kardeşinle ne de bir başkasıyla. İşte o an blog'a yazayım diyosun ama bir de bakıyosun ki internetin yok. :) Her neyse, şimdi yazacağım şey Kırşehir'e gittiğim hafta ev arkadaşım D..'yle yaşadığımız 3 günlük elektrik kesintisi.
          Yine böyle bir cuma günü, öğleden sonra elektriklerimiz gidiyor, sabah su da kesilmiş. Bütün binanın elektriği gitmiştir diye ses çıkarmıyoruz, akşama doğru gelir diye bekliyoruz. Akşam oluyor ve D.. eve gelirken 1. katın elektriği olduğunu görüyor. O geceyi ertesi gün Medaş'ın açık olmasını temenni ederek karanlıkta geçiriyoruz. Hiç bir şey yapamıyoruz, elimiz kolumuz bağlı erkenden yatıyoruz. Cumartesi günü öğle olmadan Medaş'a gidiyorum ve 5 lira borcumuz olduğu söyleniyor, ödüyorum, 1 saate elektriğimizin geleceği müjdesiyle eve dönüyorum. ! saat geçiyor, 2 saat geçiyor, 3, 4.. Elektrikler gelmeyince D.. tekrar Medaş'a gidiyor ve kapalı kapıları görüp geri dönüyor. Velhâsıl o günü ve pazar gününü de karanlıkta geçiriyoruz. Benim dersim olduğu için D.. pazartesi günü erkenden gidiyor Medaş'a. Öfkeli. Tam memurlara kızmaya hazırlanacakken elektriğimizin üzerinde olduğu B.. isimli şahsın aboneliğini iptal etttiğini öğreniyor. Ben dersten çıktıktan sonra gidip aboneliği üzerimize alıyoruz, akşam 4 gibi de elektriğimizin geleceği söyleniyor. Evin yolunu tutuyoruz D..'yle. Mutlu ve heyecanlıyız. :) Tahmin edin n'oluyor. evet, saat 4 buçuk ve biz yine Medaş yollarındayız. Adam ilgileniyor bizimle, servise çıkan elemanları arıyor hemen. Elemanların bizim binaya doğru gittiklerini öğreniyoruz. Teşekkür edip eve dönüyoruz. Saat 5 buçuk, D.. koşa koşa Medaş'a gidiyor, kapandığını söylüyorlar fakat bizim D.. diretiyor. :) Sigortamız bozuk olduğundan öylece bırakıp gitmiş elemanlar. Adam kızıyor elemanlara ve D.. ile başka eleman gönderiyor. Gelen adam da sigortamızda sorun olduğunu, değişmesi gerektiğini söylüyor fakat yine de bişiler yapıp hallediyor sorunumuzu. Sigortayı değiştirebileceğimizi sanmıyorum, mümkünse bunu ev sahibi yapsın. O değil de B.. isimli adam; çok âhımızı aldın, kalmaz bu yanına. Evi tutarken emlakçı herhangi bi sorun olmayacağını, elektriğin ve suyun yıllardır bu adam üzerine olduğu söylemişti. Fakat o adam yüzünden günlerce elektriksiz kaldık, insafsız!
          Ertesi gün evimizin satılacağını öğreniyoruz kapımıza gelen adamdan. Oysaki önceki gün emlakçıyla konuşmuşuz bize bir şey söylememiş. Şaşırıyoruz hâliyle, adama sorular soruyoruz. Yalnız ben adamın sesini duyup odamdan çıkınca adamın ilk tepkisi şu oluyor: " Korkmayın, arkadaşınıza da söyledim, çıkmayacaksınız, öyle bi niyetim yok. Evi alsam bile bu sene taşınmayı düşünmüyorum." Evi görmek istiyor, gösteriyoruz. Umuyoruz ki evi başkası alıp da son senemizde ve kışın ortasında bizi kapıya komaz. Her şeyin hayırlısı..
          Bundan sonra bana neden Kırşehir'i sevmiyorsun diye sormazlar heralde. :)

Hiç yorum yok:

PİRİNÇ

      İçeri girdiğimde soba yanıyordu usul usul. Loş odanın ölgün aydınlığında, fırlayarak, her tarafı yakıp kül etmek için çıldıran azgın, ...