14 Mart 2012 Çarşamba

Tutuşur Kalbim, Tutuşur Dizelerim...


Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilirdi ki? Anlamadılar. Gözlerini, kulaklarını, kalplerinin kapılarını kapattılar… Sadece para açabilirdi gözlerini, sadece para duyururdu sesini onlara ve dahi sevgileri bile parayla alınabilecek bir şeydi. Paran varsa önemliydin, onlara verdikçe hayatlarının vazgeçilmeziydin. Diğer kardeşler, şehrin bir yerlerinde bolluk içinde yaşayan kör, sağır ve kalbi mühürlenmiş bir annelerinin ve bir kardeşlerinin olduğunu biliyorlardı ücra yalnızlıklarında yoklukla boğuşurken… Biliyorlardı kimseden fayda olmadığını bu yalnızlıklar diyarında… Paranın kör ettiği bir anne, paranın kölesi bir kardeş…
Hakkını aramaya kalktığındaysa suçlu yine sen. Her şeyin suçlusu hep sen… Çilekeş kardeş, çilekeş anne, çilekeş kadın…
Öğrendin sen de paranın bir insanı ne denli değiştireceğini. İlk değildi ki bu; kaç kere kırdılar seni, kaç kere üzdüler, kaç kere… Her seferinde paramparça olan sen ve fakat her seferinde affeden yine sen…
Bir gün bitecek, dinecek sızın, sarılacak yaraların. Paraya doymayanların gözlerini toprak doyuracak elbet. Gözyaşlarının hesabı sorulmayacak mı sanıyorlar? Uykusuz geçirdiğin gecelerin hesabını vermeyeceklerini mi düşünüyorlar? Keskin sözleri ok gibi delip geçerken yüreğini onlar mutlu bir hayat mı sürecekler? Yalnızlığına bakıp da sahipsiz mi sanıyorlar seni? Hak hukuk bilmezler üç kuruş uğruna hakkına giriyorlar. Üç kuruş uğruna yerle bir ediyorlar kalpleri… Şah damarımızdan bile yakınken ölüm bize, hayat dediğin bir rüyaysa sadece ve bir gün herkes uyanacaksa bu rüyadan, bugün var yarın yoksak ve bu kadar kısayken ömür, değer mi? Kağıt parçası uğruna insanlığını kaybetmeye değer mi? Ne büyük aldanış ya Hû!!
Daha önemli değildi oysa para kardeşler arasındaki sevgiden, sıcak bir gülüşten, içten gelen ufak yardımlardan. Daha önemli değildir para bir annenin çocuklarından, çocuklarının yüzündeki tebessümlerden, evlatlarının saadetinden… Daha önemli olmamalıydı para, insanlıktan… Alın şimdi dünyanın bütün parası sizin olsun, ne önemi var ki artık…

Hiç yorum yok:

PİRİNÇ

      İçeri girdiğimde soba yanıyordu usul usul. Loş odanın ölgün aydınlığında, fırlayarak, her tarafı yakıp kül etmek için çıldıran azgın, ...